22 Aralık 2006

Mantarlı Kuzu




Malzemeler: (2-3 kişilik)
250 gram kuzu eti
10 adet mantar
3 yemek kaşığı zeytinyağı
1 soğan
4 diş sarımsak
1 tatlı kaşığı domates salçası
1 havuç
1 patates
1 çay bardağı su
Tuz, karabiber, kırmızı biber

Yapılışı:
1) Kuzu etini küp küp doğradım.
2) Zeytinyağında etler suyunu salıp çekinceye kadar kavurdum.
3) Sonra üzerine yemeklik doğradığım soğan ve sarımsağı koyup karıştırarak kavurmaya devam ettim. Salçayı ekledim.
4) Halka halka doğradığım havucu, dörde böldüğüm mantarları, küp küp doğradığım patatesi, tuzu, baharatları ve sıcak suyu ekleyip, kısık ateşte arada bir suyunu kontrol ederek etler yumuşayana dek pişirdim.
5) Afiyetle yedik.

18 Aralık 2006

Karışık Meyve Kompostosu




Katkı maddesiz karışık meyve suyu içebilmek için, dolapta elime geçen tüm meyveleri kullanarak gayet sağlıklı, bol vitaminli karışık bir meyve kompostosu yaptım :)

Malzemeler:
2 elma
2 kivi
1 armut
1 muz
1 havuç
1 portakal
1 greyfurt
1 limon
1,5 litre su
1 su bardağı toz şeker

Yapılışı:
1) Elma, kivi, armut ve muzun kabuklarını soyup minik minik doğradım. Havuçu da rendeleyip suyun içinde 10-15 dakika kaynattım.
2) Şekeri ekledim.
3) Altını kapatıp blanderdan geçirdim.
4) Soğuduktan sonra sıktığım portakal, greyfurt ve limon suyunu ekleyip karıştırdım.
5)
Buzdolabında 1 saat beklettikten sonra içime hazırdı.
6) Afiyet olsun.

12 Aralık 2006

Damla Sakızlı Muhallebi




Tarif Elif Korkmazel’e ait. Kendisi süslemek için ahududu reçeli ve taze nane yaprağı kullandı. Ben sadece tarçın kullandım. Damla sakızını havanda dövmeden önce buzdolabında bekletmek büyük kolaylık sağlıyor.

Malzemeler:
1 kg süt
5 yemek kaşığı un
3 yemek kaşığı tereyağı
1 su bardağı şeker
1 adet damla sakızı
1 paket vanilya
Tarçın

Yapılışı:
1) Tereyağını erittikten sonra unu koydum. Un kokusu çıkana kadar sürekli karıştırdım.(Unu fazla kavurmayın!)
2) Soğuk sütü azar azar ilave ettim. Bu arada sürekli karıştırmak gerekiyor. Bu aşamada oluşan topaklanmayı blander sayesinde giderdim.
3) Kaynamaya yakın şekeri ekledim.
4) Altını kapatır kapatmaz vanilyayı ve dövülmüş damla sakızını ekledim.
5) Sıcakken küçük kaselere boşaltıp, soğuduktan sonra tarçınla süsledim.
6) Afiyetle yedik.

08 Aralık 2006

Tam Otuz Yıl



Tam otuz yıldır saatim işlemiş ben durmuşum;
Gökyüzünden habersiz, uçurtma uçurmuşum...


NFK


Bugün benim doğum günüm. Bundan sonra doğum günü kavramını yaşamımdan çıkartmaya karar verdim. Zamanı durdurmama imkan yok. Ama bu kavramı beynimden sildiğimde bundan sonraki senelerde(Allah ömür verirse) yaşın kaç diye soranlara hep "otuz" diyebilirim. Evet evet sevdim ben bu yaşı. Bundan sonra hep otuz yaşında olmak fikri, hiç de fena bir fikir değil :)

06 Aralık 2006

Portakallı Pelte





Herhalde en kısa sürede yaptığım tatlı bu :) Eğer şekerli seviyorsanız şeker miktarını biraz daha artırabilirsiniz.

Malzemeler:
1,5 su bardağı portakal suyu
2 su bardağı su
2 yemek kaşığı mısır nişastası (tepeleme)
½ su bardağı şeker

Yapılışı:
1) Portakal suyunu 1,5 su bardağı su ile birlikte kaynattım.
2) Kaynayınca şekeri ekledim.
3) Bir kasede yarım su bardağı suda erittiğim mısır nişastasını tencereye yavaş yavaş karıştırarak ilave ettim.
4) Bir taşım kaynadıktan sonra küçük kaselere sıcakken boşalttım.
5) Soğuduktan sonra afiyetle yedik.

02 Aralık 2006

Tarhana Çorbası




Tarhana çorbasını bu sefer aşağıda yazdığım şekilde denedim. Domates ve köri çorbanın lezzetini artırdı. Ayrıca köri çorbanın rengini de güzelleştirdi. Asıl tarifte köri yok. Karabiber ve nane var. Bir de et suyu olmadığında normal su kullandım. Tarif Güzin Osmancık’a ait.

Malzemeler:
1 su bardağı tarhana
3 kaşık tereyağı
2 adet domates
6 bardak su
Köri
Tuz

Yapılışı:
1)
Tereyağını bir tencerede erittim.
2) Rendelediğim domatesleri yağda öldürdüm.
3) 5 su bardağı suyu ilave edip kaynattım.
4) Ayrı bir kapta 1 su bardağı suda erittiğim tarhanayı kaynamakta olan tencereye ilave edip topaklanmaması için karıştırdım.
5) Tuz ve köriyi ekledim.
6) Yeterince koyulaşınca ateşten alıp blanderdan geçirdim. (Eğer siz tarhanayı iyi erittiyseniz ve topaklanma oluşmamışsa bu son işleme gerek yok.)
7) Afiyetle yedik.



Tarhana Çorbasının Hikayesi:

Devrin sultanı, Ramazan ayında, bir gün tebdil-i kıyafetle şehri dolaşmaya çıkar. Yanında baş veziri vardır. Sultan; Paşa, akşam ezanı kimin kapısının önünde okunursa o evde iftar edelim, der. İftar vakti yaklaşmıştır. Ara sokaklara girerler. Her evin kapısının önünde bir kişi beklemektedir. Bir misafir bulup evlerine iftar için çağıracaklar. Başkalarına iftar ettirmenin zevkine tadacaklar ve sevabını alacaklar.Sultan ve veziri kendilerini tanıtmadan, herkese selam vererek giderler. İftar topu atılıp akşam ezanı okunmaya başladığında, fakir ama gönlü zengin bir Müslümanın evinin önündedirler. Zaten ev sahibi de iftara birilerini çağırabilmek için orada beklemektedir. Sofra hazırlanmış. Sıcacık taze ekmek, tuz ve mis gibi tüten bir çorba vardır. Tuzla iftarlarını açarlar, ekmek ve çorba ile karınlarını doyururlar. Çorba, sultanın çok hoşuna gitmiştir. Ev sahibine; “Bu çorba çok hoşuma gitti. Ne çorbasıdır bu?” diye sorar. Çok zeki ve ferasetli olan ev sahibi; “Darhane çorbasıdır, sultanım” diye cevap verir.Darhane, Anadolu insanının dilinde “tarhana” olarak yerini alır. Bazı yerlerde ise daha da kısaltılarak “tarana” olarak kullanılır.

27 Kasım 2006

Meyveli Yaş Pasta




Bu pastanın keki için Oktay Usta’nın kakaolu kek tarifini kakaosuz olarak uyguladım.

Malzemeler:

Keki için:
4 adet yumurta
1,5 su bardağı toz şeker
1 su bardağı sıvıyağ
1 çay bardağı süt
1 paket kabartma tozu
Aldığı kadar un

Keki ıslatmak için:
1-2 portakal suyu

Kreması için:
2 poşet krem şanti
2 su bardağı süt

Aralarına :
3 muz, 2 kivi

Süslemek için:
Hindistan cevizi
1 portakal
1 kivi

Yapılışı:
1) Yumurtaları ve toz şekeri mikserle köpürttüm.
2) Sıvıyağı, sütü, unu ve kabartma tozunu ilave edip mikserin düşük devirinde karıştırdım. Kekin kıvamı tahin kıvamında olmalı. (Unu ve kabartma tozunu eleyerek ekledim.)
3) Yuvarlak borcam tepsiyi margarinle yağlayıp, unladıktan sonra harcı döküp 170 derece ısıtılmış fırında 40 dakika pişirdim.
4) Kek pişerken krem şanti ile sütü mikserle önce düşük devirde, sonra yüksek devirde karıştırdım. Kek pişip ılıyana kadar buzdolabında beklettim.
5) Meyveleri doğradım.
6) Keki uzun bir bıçakla 3 eşit parçaya böldüm. En üsteki parçanın kabarık kısmını kesip daha sonra kullanmak üzere poşetleyip buzluğa kaldırdım. Daha sonra dediğim bu pasta için değil, sonradan değerlendirmek üzere :)
7)
En alta koyduğum kek parçasını portakal suyu ile ıslattım. Krem şantinin üçte birini üzerine yayıp muz ve kivi dilimlerini de onun üstüne dizdim. İkinci kek parçasını koyup aynı işlemi tekrarladım.
8) Üçüncü kek parçasını da portakal suyu ile ıslatıp krem şantiyle kapladıktan sonra üzerine hindistan cevizi serpip portakal ve kivi dilimleriyle süsledim.
9) Buzdolabında 2-3 saat beklettikten sonra afiyetle yedik.

21 Kasım 2006

Kereviz Çorbası




Yapımı oldukça pratik olan bu çorbayı yapmanızı tavsiye ederim. Tarif Oktay Usta’ya ait. Ben kerevizleri küp küp doğramak yerine rendeledim. Çorba pişince de blanderdan geçirdim. Marketten aldığım kerevizin sapı kesildiğinden yaprak kısmı maalesef yoktu. Ben de kekik serperek servis yaptım.

Malzemeler:
1 adet büyük boy kereviz (Kerevizin yaprakları da kullanılacak)
1 adet kuru soğan
2 diş sarımsak
2 çorba kaşığı un
Çiçek yağı
Su
Tuz

Yapılışı:
1) Kerevizleri soyuyoruz, sonra küp küp doğruyoruz. Diğer tarafta kuru soğanı ve sarımsağı doğruyoruz.
2) Doğrama işlemleri bitince tenceremizin içerisine bir miktar çiçek yağı koyuyoruz. Çiçek yağına soğanı ve sarımsağı alıyoruz. 1-2 dakika kavuruyoruz.
3) Daha sonra üzerine kerevizleri ilave ediyoruz. Yaklaşık 5 dakika orta hararetli ateşte kavuruyoruz.
4) Harcın üzerine unu ilave ediyoruz. Bu işlemde 3-4 dakika devam ediyor.
5) Bu sırada soğuk su ilave ediyoruz. Sıcak suyla kıvamını ayarlıyoruz.
6) Kaynama başlayınca kıvamını kontrol ediyoruz, tuzunu ilave ediyoruz.
7) Pişince çorbamızı servise hazırlıyoruz. Üzerine ince doğranmış kereviz yapraklarını serpiyoruz.


Afiyet olsun.

18 Kasım 2006

Portakallı Kereviz




Bu yemeği yaparken kerevizin özlediğim o nefis kokusunu içime derin derin çektim ve sıktığım portakal suyunu içmemek için kendimi zor tuttum. :)

Malzemeler:
2 kereviz
1-2 havuç
1 patates
1 soğan
1,5 su bardağı portakal suyu
4-5 yemek kaşığı zeytinyağı
1 tatlı kaşığı şeker
Tuz

Yapılışı:
1)
Biraz kalın doğradığım soğanı zeytinyağında kavurdum.
2) Yarım halka şeklinde doğradığım havucu 5 dakika soteledim.
3) Küp küp doğradığım kereviz ve patatesleri ekleyip, üzerine şeker, tuz serpiştirip portakal suyunu gezdirdim.
4) Sebzeler iri olduğundan 1 çay bardağı da su ilave edip kapağını kapattım ve kısık ateşte sebzeler yumuşayana dek pişirdim.
5) Afiyetle yedik.

Not: Doğranmış soğan yemeğin görüntü kalitesini bozuyor, bu yüzden soymaya üşenmezseniz arpacık soğan kullanmanızı tavsiye ederim.

18 Ekim 2006

Güllaç




Çok şükür ramazan bitmeden ramazanın gülü güllacı yapmayı başardım. Artık bu tarif kimsenin işine yaramaz ama, sonsuz nimet arşivinde bulunması iyi olur diye düşündüm. Maharetli arkadaşlarım bayram tatlılarını bile şimdiden yapmışlar :)

Malzemeler:
1 paket güllaç (12-13 yaprak)
2,5 litre süt (+ 1 bardak süt)
5 su bardağı şeker
Dövülmüş fındık ya da ceviz
Nar taneleri

Yapılışı:
1-
Sütü bir tencerede kaynattım. (Ben iki tepside yapacağım için bir bardak daha fazla süt eklemeyi tercih ettim.)
2-
Kaynamaya başladığında şekeri ekledim. 2-3 dakika kaynattıktan sonra altını kapatıp ılımasını bekledim.
3-
Kare borcamıma uygun büyüklükte güllaç yapraklarının ortasından makasla kareler kestim. (Geri kalan kenarları değerlendirmek için de yuvarlak bir tepsi kullandım.)
4-
Bir güllaç yaprağını parlak kısmı yukarı gelecek şekilde tepsiye yerleştirdim. Üzerine bir kepçe ılımış sütten gezdirdim. Diğer yaprağı bunun üzerine koyup tekrar süt gezdirdim. Tüm yapraklar bitene kadar bu işlemi tekrarladım. (Bu arada unutmadan yazayım orta kata gelince dövülmüş fındıktan serptim.) Kalan sütü en üstteki yaprağın üzerine döktüm.
5-
Tepsiyi buzdolabında 1,5-2 saat beklettikten sonra üzerini süsledim.
6-
Afiyetle yedik.


Bu arada bin aydan hayırlı olan kadir geceniz mübarek olsun, Allah ettiğiniz tüm duaları kabul etsin.

27 Mayıs 2006

Geçici bir süre kapalıyız !!!




Geçici bir süre bloğuma ara vermek zorundayım.
Allah kısmet ederse tekrar görüşmek umuduyla...
Bütün paylaşımlarınız için sonsuz teşekkürler…

(Not: Resim küçük kardeşim tarafından çizilmiştir.)


18 Mayıs 2006

Oklava Baklavası



Kız kardeşim geçenlerde annemlere bir tepsi baklava getirdi. Baklavayı kendisinin yaptığını söyleyince (2 yaşındaki ele avuca sığmayan yeğenimi de aklıma getirip) vakit ayırıpta yufkaları bu kadar ince açabildiği için kendisini takdir ettim. Sonradan öğrendim ki bu incecik yufka hazırmış. Yani bu pratik ve lezzetli tarifi ben de uygulayabilirim :)
Esra’cığım tarif için çok teşekkür ederim.

Malzemeler:
1 paket baklavalık yufka
3 su bardağı ceviz
1 paket margarin
1 su bardağı sıvıyağı
1 adet oklava :)

Şerbet için:
3,5 su bardağı tozşeker
4 su bardağı su
Yarım limon suyu

Yapılışı:
1) Şerbet için, bir tencerede su ve tozşekeri kaynamaya bırakın. Kaynadıktan 5 dakika sonra, limon suyunu ekleyip ocaktan alın ve soğumaya bırakın.
2) Düz bir zemine 2 yufkayı üst üste koyup üzerine ceviz serpin.
3) Oklavayla sarıp büzün ve yağlanmış fırın tepsisine dizin.
4) Bıçak yardımıyla dilimlere ayırın.
5) Üzerine erittiğiniz margarin ve sıvı yağ karışımın gezdirin.
6) 180 derecelik fırında üzeri kızarana dek pişirin.
7) Fırından çıkar çıkmaz soğuk şerbeti üzerine dökün.

Afiyet olsun.

11 Mayıs 2006

Yumurtalı Ispanak



Bu yemeği bilmeyen yoktur herhalde…

Malzemeler:
½ kg ıspanak
2 orta boy soğan
2-3 diş sarımsak
5-6 yemek kaşığı sıvıyağ
2 yumurta
Tuz

Yapılışı:
1)
Küp küp doğranmış soğan ve sarımsağı sıvıyağda kavurdum.
2) Sonra yıkayıp iri iri doğradığım ıspanağı ekledim.
3) Tuzu pişmeye yakın attım. (Pişince kuşa dönen ıspanağa fazla tuz koymamak için )
4) En son aşamada yumurtaları kırıp,tencerenin kapağını kapatıp 3 dakika daha bekledim.
5) Sonra da afiyetle yedik.

04 Mayıs 2006

Fırında Sütlaç


Mutfak Güncesi’nde görüp denediğim bu sütlaç sanki pastaneden alınmış gibi oldu. Yapılabilirler arasına ekleyebilirim. Tek fark olarak gözüme biraz sulu gözüktüğünden 2,5 yerine 3 yemek kaşığı nişasta kullandım.
Şaziye’ciğim tarif için çok teşekkür ederim :)

Malzemeler:
1 litre süt
1 su bardağından biraz az pirinç
2 su bardağı su
2,5 yemek kaşığı nişasta
1,5 su bardağı şeker

Yapılışı:
Sevgili Şaziye ayrıntılarıyla o kadar güzel anlatmış ki…
Yapılışını okumak için tıklayın.

28 Nisan 2006

Fırında Patlıcan Kebabı


Malzemeler: (4-5 kişilik)

5 orta boy patlıcan

2 orta boy soğan

½ kg kuşbaşı et

3 orta boy domates

8-9 sivribiber

8-10 diş sarımsak

1 çorba kaşığı salça

1 su bardağı sıvıyağ

½ çay bardağı sıvı yağ

Tuz, karabiber, yenibahar

Yapılışı:

1- Patlıcanları alaca soyup kalın yuvarlak dilimler halinde keselim. Tuzlu suda yarım saat beklettikten sonra yıkayıp kurulayalım.

2- Kızgın sıvı yağda arkalı önlü hafifçe kızartarak fırın kabına bir sıra halinde dizelim.

3- Tencereye sıvı yağı alıp etleri ekleyelim. Etler suyunu çekene dek kavuralım.

4- Piyaz doğranmış soğanları ve sarımsakları ekleyip iki dakika daha kavuralım.

5- Tuzu, baharatları ve salçayı ekleyip bir dakika daha kavurarak, etlerin üzerini iki parmak aşacak kadar sıcak su ekleyelim.

6- Etler yumuşayana dek ağır ateşte pişirip ateşten alalım.

7- Etleri sosuyla birlikte patlıcanların üzerine yayalım.

8- Domatesleri yuvarlak dilimleyip etlerin üzerine sıralayalım.

9- Sivribiberleri yarıdan kesip domates dilimlerinin aralarına yerleştirelim.

10- Fırın kabının üzerini alüminyum folyoyla kapatalım.

11- Yemeği önceden ısıtılmış 220 dereceli fırında pişirelim.

Afiyet olsun.

Not: Tarif Emine Beder'e aittir.

22 Nisan 2006

Domates Çorbası


Bugün domates çorbası yapmaya karar verdim. Dolapta domates olmadığını görünce kararımdan vazgeçmeyip, sadece domates salçası kullanılarak yapılan şu adresteki tarifi biraz değiştirerek uyguladım. Margarin yerine tereyağı, üç su bardağı süt yerine bir su bardağı süt kullandım. İş yerindeki aşçımızın yaptığı beğenerek yediğim çorbayı aratmayacak lezzette bir çorba oldu diyebilirim :) Benim değerlendirmem objektif olmayabilir, küçük kardeşim de çok beğendi :) Bundan sonra domates çorbasını domatessiz yapacağım.

Malzemeler:
2 yemek kaşığı tereyağı
2 tepeleme yemek kaşığı un
3 yemek kaşığı domates salçası
1 su bardağı süt
5 su bardağı su
Kaşar peyniri rendesi

Tuz

Yapılışı

1- Tereyağını tencerede erittim. Domates salçası ekleyip kısık ateşte 3 dakika kavurdum.
2- Unu ilave ederek 2 dakika daha kavurdum.
3- 2 su bardağı soğuk su koydum. Oluşan topaklanmayı blanderla (Bu arada blanderın türkçedeki karşılığı nedir?) giderdikten sonra 2 su bardağı daha su koyarak kısık ateşte ara sıra karıştırarak kaynamasını bekledim.
4- Kaynadıktan sonra ılık sütü ilave ettim.Hafif ateşte kapağını kapatıp arada bir karıştırarak 5 dakika pişirdim.
5- Rendelenmiş kaşar peyniri ve kızarmış ekmekle servis yaptım.
Afiyet olsun.

18 Nisan 2006

Keşkek


Ye# 9 etkinliğine bu sefer biraz gecikmeli olarak katılıyorum. Çok şükür ev sahibimiz sevgili Olsai gezisini daha tamamlamamış :)
Yöresel yemek olarak neden mi keşkeği seçtim? Bayramlarda köye gittiğimizde(Adapazarı), rahmetli anneannem sobanın üstünde koca bir tencerede keşkek pişirirdi. Tahta kaşıkla keşkeği karıştırmak biz çocuklara oyun gelirdi. Komşulara bayram ziyaretine gittiğimizde de keşkek ikram edilirdi.

Malzemeler:

3 su bardağı aşurelik buğday
3 adet tavuk göğsü
13 su bardağı su
Tuz
Tereyağı

Yapılışı:

1) Aşurelik buğday ayıklanır, yıkanır.
2) Büyük bir tencereye buğday, tavuk göğsü ve kaynamış su konur. Kısık ateşte arasıra karıştırarak suyu çekinceye kadar pişirilir.
3) Pişen karışım tahta kaşıkla iyice ezilene dek karıştırılır. Tuz bu aşamada katılır.
4) Servis yaparken üzerine kızdırılmış tereyağı gezdirilir.
5) Afiyetle yenir.

10 Nisan 2006

Gökkuşağı Tatlısı


Bu tatlı Hatice Abla’mın hünerli ellerinden çıktı. Ben sadece bir ara mikser görevini üstlendim :) Keşke ben de onun gibi tarifteki malzemelerin ölçülerini hafızama kaydedebilsem… O’nun gibi daha pratik olsam…

Malzemeler:
(7-8 kişilik)
3 yumurta
3 çay bardağı yoğurt
1 çay bardağı sıvı yağ
3 çay bardağı un
3 çay bardağı irmik
2 paket kabartma tozu
1 çay bardağı şeker

Şerbeti için:
4 su bardağı şeker
4 su bardağı su
½ tatlı kaşığı limon suyu

Üzeri için:
2 çorba kaşığı kakao
3 çorba kaşığı hindistancevizi
(arzuya göre) ½ su bardağı süt
(arzuya göre) ½ paket krem şanti

Yapılışı:
1) Şerbeti için, şekeri, suyu, limon suyunu 5 dk kaynatıp ateşten alarak iyice soğutalım.
2) Yumurtaları şekerle birlikte, beyazlaşıp köpürene dek çırpalım.
3) Yoğurdu, sıvı yağı ekleyip tekrar çırpalım.
4) Unu, irmiği, kabartma tozunu ekleyip mikserin düşük ayarı ile karıştıralım.
5) Hamuru, margarinle yağlayıp tabanına un serptiğimiz tepsiye boşaltalım. 180 derece ısılı fırında altı üstü pembeleşene dek pişirelim.
6) Fırından alır almaz üzerine önceden hazırlayıp soğuttuğumuz şerbeti gezdirelim.
7 Tatlıyı sönmüş fırında 5 dk bekletip şerbetini emmesini sağlayalım.
8) Tatlıdan su bardağı yardımıyla yuvarlak parçalar kesip çıkaralım.
9) Tepside kalan tatlı parçalarını bir kaba alarak şerbetini süzelim. İçine hindistancevizini, kakaoyu ekleyip iyice karıştıralım.
10) Kakaolu karışımı tatlıların üzerine düzgünce yayalım.
11) Soğuk sütle krem şantiyi koyulaşana dek mikserle çırpalım. Krema sıkacağı yardımı ile tatlıların üzerine krema sıkalım.
12) Ablam üzerine krem şanti koymadı, çilekle süsledi.

Not: Tarif Emine Beder’e aittir.

06 Nisan 2006

Zeytinyağlı Bakla


Malzemeler: (3-4 kişilk)
Yarım kg bakla
2 orta boy soğan
Yarım demet dereotu
¾ çay bardağı sıvıyağ( Ben zeytinyağı kullandım.)
¼ limon suyu
Yarım çorba kaşığı şeker
2-3 diş sarımsak
Tuz

Yapılışı:
1) Baklaları ayıklayıp yıkayalım.
2) Tencereye zeytinyağı alalım.
3) Küp doğranmış soğanı ve sarımsakları ekleyerek soğanlar pembeleşene dek kavuralım.
4) Baklaları ekleyip renk değiştirene dek arada bir karıştırarak kavurmaya devam edelim.
5) Limon suyunu, tuzu, şekeri, kıyılmış dereotunu, ¾ su bardağı suyu ekleyip yemeği ağır ateşte pişirerek ateşten alalım.
6) Soğutarak servis yapalım.

Afiyet olsun.

Not: Tarif Emine Beder’in Büyük Yemek Kitabı’ndan alınmıştır.

28 Mart 2006

Zeytinyağlı Yer Elması


Bu yemeği yiyen eşim “eline sağlık, kerevizli pilavın çok güzel olmuş” dedi.

Çıkaracağım ders:
1) Bir daha ki sefere pirinç miktarını azaltmalıyım.
2) Kerevizi soymak yer elmasını soymaktan daha kolay. Eğer görüntü ve tadı benzer ise yer elması yerine kereviz almak daha akıllıca :)

Tabi ki bu işin şakası.
Yemeğim bence de güzel oldu. Denemenizi tavsiye ederim.

Malzemeler:
500 gr yer elması
1 adet soğan
1 adet havuç
1 fincan pirinç
4 çorba kaşığı zeytin yağı
Tuz ,limon

Yapılışı:
1) Kabuklarını soyduğum yer elmalarını küp küp doğrayıp kararmaması için limonlu suya koydum.
2) Yemeklik olarak doğradığım soğan zeytinyağında kavrulurken içerisine halka halka doğranmış havuçları ekledim ve pişirmeye devam ettim.
3) Kavrulan soğan ve havucun içerisine yer elmaları ve pirinci ekledim.
4) Üzerine çıkacak kadar sıcak su, tuz ve 2 çorba kaşığı limon suyu ekleyip, kapağı kapalı olarak kısık ateşte pişirdim.
5) Soğuk olarak servis yapılması öneriliyor.

Afiyet olsun.

(Not: Tarifi şuradan aldım.)

25 Mart 2006

Kabak Tatlısı


Kabak tatlısını çok severim. Yapımı da çok kolay. Sadece kabuklarını soymak bana zor gelir. Bu sorunu eşimden yardım alarak çözüyorum :)
Resimde görmüş olduğunuz kabağı sevgili babaannem göndermiş, sağ olsun annem kabukları soyulmuş vaziyette emaneti bana teslim etti (Annelerin hakkı ödenmez). Bana sadece dilimleyip pişirmek kaldı.

Malzemeler:
2 kg balkabağı
5 su bardağı şeker
İri dövülmüş ceviz

Yapılışı:
1) Akşamdan büyük bir tencereye dilimleyip koyduğum kabakların üzerine 5 su bardağı toz şekeri gezdirdim. Sabaha kadar beklettim.
2) Sabahleyin sulanmış olan kabağı orta ateşte üzeri yarı açık olarak kabaklar yumuşayana dek pişirdim. (Ara sıra ocağa bakmayı unutmayın,taşabilir!)
3) Servis yaparken üzerine ceviz serptim.

22 Mart 2006

Pırasa Çorbası


Tijen Hanım’ın Mevsimlerle Gelen Lezzetler kitabından denediğim kereviz çorbasını, sürekli yapılacaklar listesine ekledim. Gelecek misafire gönül rahatlığıyla yapılabilir. Dün de bu çorbayı evdeki malzemelere uyarlayıp yaptım. Evde kereviz yoktu. Bir sap pırasa kalmıştı. Kereviz yerine pırasa kullandım. Kereviz yoktu ama yaprağını iyi ki atmamışım :) , tad vermesi için onu kullandım. Su ve süt miktarını biraz artırdım. Böylece lezzetli mi lezzetli besleyici mi besleyici kereviz çorbası pardon pırasa çorbası hazırdı.
(Bu kitabı almanızı tavsiye ederim.)

Malzemeler:
1 pırasa
1 havuç
1 patates
4-5 kereviz yaprağı
2 su bardağı süt
1,5 yemek kaşığı un
3 yemek kaşığı zeytinyağı
3-4 su bardağı su
1 çorba kaşığı limon suyu
Tuz, karabiber

Yapılışı:
1) Pırasa, havuç, patates ve kereviz yaprağını robottan geçirdim ve kaynamış suda iyice haşladım.
2) Tavada zeytinyağını kızdırdım ve unu kavurdum. Üzerine yavaş yavaş sütü eklerken sürekli karıştırdım. Bir dakika kaynattıktan sonra altını kapadım ve blendırdan geçirdim.
3) Sebzeli suyu da blendırdan geçirdim. Her iki karışımı birleştirdim. Tuz, karabiber ve limon suyunu ekleyip bir taşım kaynattım.
4) Sonra da afiyetle yedik :)

15 Mart 2006

YE # 8 : Helvay-ı Hakanî


Bu ayki etkinliğimizin ev sahibi Sevgili Gülşen ferman buyurmuş ki:
“Saray mutfağından yemekler yapıla
Paylaşıldıktan sonra afiyetle yene ”

Maalesef zaman kısıtlılığından fazla araştırma yapma fırsatım olmadı. Hem evdeki malzemelerle yapabileceğim, hem de zahmetli olmayan bir yemek olsun diye düşünürken helvay-ı hakanî imdadıma yetişti. Bu iletiyi girmeden önce arkadaşların yapmış olduğu birbirinden güzel Osmanlı mutfağından lezzetlere göz gezdirdim. Arkadaşlarımın hepsi birbirinden maharetli :)

Erguvan ve Peynir Gemisi’nde Helvay-ı Hakanî hakkında daha etraflıca bilgiye ulaşabilirsiniz.


Malzemeler:
1 su bardağı un
1 su bardağı nişasta
1 su bardağı pirinçunu
200 gr tereyağı
3 su bardağı süt
2,5 su bardağı şeker
(arzuya göre) 100 gr ceviz(iri dövülmüş)
(arzuya göre) 1/2 kahve fincanı gülsuyu

Yapılışı:
1- Tereyağı eritilir.
2- Un, nişasta ve pirinçunu eklenip ağır ateşte ve sürekli karıştırarak hafifçe esmerleşene dek kavrulur.
3- Sonra kaynar haldeki süt eklenerek karıştırmaya ara vermeden helvanın sütü çekmesi sağlanır.
4- Şeker ve cevizler eklenip karıştırıldıktan sonra helva ateşten alınır ve 15-20 dakika demlendirilir.
5- Arzuya göre üzerine gül suyu serpilerek servis yapılır.

Not: Tarif Emine Beder’in Büyük Yemek Kitabı’ndan alınmıştır.
(Ben 2,5 su bardağı şeker yerine 2 subardağı şeker+1 çay bardağı pekmez kullandım.)

08 Mart 2006

Bizim eve bahar geldi :)


Hani aralık ayının başında lale ekmiştim ya… Hatırladınız mı? Hatırlamadıysanız ya da bu bloğu ilk defa ziyaret ediyorsanız buraya tıklayabilirsiniz. İşte o lale büyüdü, serpildi ve baharın müjdecisi olarak çiçek açtı. Yarışmanın bitmesine daha çok var (26-mart). En iyisi ben çektiğim en güzel fotoğrafını şimdiden göndereyim. Olur ya göndermeyi unuturum :)

02 Mart 2006

Elmalı Kurabiye


Bu kurabiyeler bizim ailede sıkça yapılır ve severek tüketilir. Pek kullanmak istemediğim margarin kurabiyenin ağızda dağılmasını sağlıyor :(

Malzemeler:
1 paket erimiş margarin
1 su bardağı sıvıyağ
1 su bardağı yoğurt
1 su bardağı şeker
1 paket kabartma tozu
Alabildiği kadar un

İçi için:
5 elma
4-5 yemek kaşığı şeker
1 tatlı kaşığı tarçın

Yapılışı:
1) 1 paket margarini eritip soğumaya bıraktım.
2) Elmaların kabuklarını soyup rendeledim. Şeker ve tarçın ilave edip suyunu iyice çekene kadar pişirdim.
3) Erimiş margarin, sıvıyağ, şeker ve yoğurdu karıştırdım. (Yoğurt dolaptan daha önce çıkarılıp oda sıcaklığına gelirse daha iyi netice alınıyor.)
4) Un ile kabartma tozunu malzemelerin üzerine eledim. Kıvamı tutturabilmek için unu azar azar ilave ettim ve iyice yoğurdum.
5) Limon büyüklüğündeki hamuru merdane ile açıp 8 eşit üçgene böldüm. Geniş taraflarına elmalı içten koyarak sardım.
6) 175C'de hafif pembeleşene kadar pişirdim.
7) Dilerseniz fırından çıkar çıkmaz üzerine pudra şekeri ilave edebilirsiniz.

Not: Benim gibi elmaları kenarlardan taşırırsanız hoş bir görüntü elde edersiniz. Ancak kurabiyelerin tepsiden ayrılmak istememelerine şahid olursunuz :)

15 Şubat 2006

Ye-7 : Kivili Pasta :)


AŞK BELKİ

Tarifini sorsalar...
Her baktığımda, ilk defa görüyormuşum gibi...
Ama; kendimden bile önce tanıdığım...
Her saniye yeniden doğmak gibi...
Ama asırlardır süren...
Kışa dönmeyen sonbahar; derin, duygulu...
Yaza dönmeyen ilkbahar; serin, coşkulu......
Ilık avuçlarında kar taneleri...
Güneş sıcağı, gözleri...
Ve sözleri...
Ve sesi......
Böyle olmalı aşkın tarifi...
Ki tarif edilememeli......
'Resmini çiz!' deseler...
Bacası tüten bir ev belki...
Belki gece yarısı terkedilmiş bir şiir...
Veya kaldırımların kanına giren...
Aşkın ayak sesleri......
'Resmini çiz!' deseler...
Her köşe başı ıhlamur kokar...
Yağmur kokar...
'Resmini çiz!' deseler...
Şehit akıncının dudaklarındaki tebessüm...
Veya...
Gecenin koynuna bırakılan gözyaşları...
Gizli ve mahçup......
Aşk istemektir belki...
Belki bir ticaret; pazarlıksız...
Bedeli kalbiniz...
Bedeli herşeydir...
Sonrası, yolculuk...
Sonrası; nasip!...
Tarifini sorsalar...
Her baktığımda, ilk defa görüyormuşum gibi...
Az kalsın ölüyormuşum gibi...
MURAT BAŞARAN


Pastanın yapımı oldukça basit. Hazır sade pastaban kullandım. Bir portakal suyuyla pastabanı ıslattım. Kremasını tiramisudaki gibi hazırladım. Ara kata ve üste kivi dilimleri yerleştirdim. İşte bu kadar… Buzdolabında bekledikçe tadı güzelleşiyor.
Not: Belirtmeden geçemiyeceğim. Ben eşime olan sevgimi tek bir güne sığdıramam ki... :(

06 Şubat 2006

Bolu Usulü Patates Çorbası


Bu çorbayı ikinci yapışım. İlk yaptığımda da güzel olmuştu. Ama bu sefer daha güzel oldu. Neden mi? Dolapta kalan ekşimiş yoğurdu kullandım. Bu ekşilik çorbaya ayrı bir lezzet kattı. Unutmadan yazayım tarif Sevgili Oktay Usta’ya ait.

Malzemeler:
2 adet orta boy patates
1 adet orta boy kuru soğan
2 diş sarımsak
1 kase yoğurt(varsa süzme yoğurt)
2 çorba kaşığı un
2-3 çorba kaşığı çiçek yağı(zeytinyağı)
4-5 su bardağı su (Bu miktar bana ait, siz kıvamına göre ayarlama yapın :) )

Yapılışı:
1) Patateslerin kabukları soyulup küp küp doğranır.
2) Tencereye çiçek yağı konup ince doğranmış soğan ve sarımsak orta hararetli ateşte 3-4 dakika çevrilir.
3) Üzerine patates konup bir süre daha kavrulur.
4) Sıcak su konup patateslerin pişmesi beklenir.
5) Terbiye için yoğurt, un ve bir miktar su çırpma teliyle akıcı bir kıvama getirilir.
6) Pişen çorbanın suyundan terbiyeye bir miktar konur ve yavaş yavaş kaynamakta olan çorbanın içine dökülür.
7) Son aşamada tuzu ilave edilip bir taşım kaynatılır.
8) Afiyetle yenir :)

04 Şubat 2006

Karışık Lahana Turşusu


Bu turşuyu geçenlerde akşam kurdum ve sonra çektiğim fotoğrafı pek beğenmedim. Daha sonra gün ışığında fotoğrafını çekerim diye düşündüm. Sabah kalktığımda ne göreyim :( Turşu kırmızı lahananın rengiyle boyanmıştı.
Tarif Oktay Usta’ya ait.

Turşu olunca tadına bakıp fikrimi söyleyebileceğim :)



Malzemeler:
1 beyaz lahana
1 kırmızı lahana
2 havuç
1 limon
2 baş sarımsak
8 su bardağı kaynamış su
1,5 su bardağı elma sirkesi
1 avuç nohut
3 kurumuş kırmızı biber
2 çorba kaşığı iri tuz

Yapılışı:
1) Kaynamış su ılıyınca içine iri tuz koyup
erittim.
2) Kırmızı ve beyaz lahanayı yıkayıp iri iri doğradım.
3)
Sarımsakların kabuklarını soydum. ( Bu esnada eldiven takmazsanız eliniz çok kötü kokuyor. Çünkü 2 diş değil, 2 baş sarımsak gerekiyor. )
4)
Lahanaları karışık bir şekilde 5 litrelik cam kavanoza bastırarak yerleştirdim. Bu esnada aralara sarımsak, kırmızı biber ve limon dilimlerini de yerleştirdim. (Evde olsaydı, Oktay Usta gibi aralara nohut ve uzunlamasına doğranmış havuçta koyacaktım.)
5)
Son aşamada ben sirkeyle tuzlu suyu karıştırıp üzerine döktüm. (Oktay Usta bir eliyle sirkeyi , diğer eliyle de tuzlu suyu dökmüştü. )
6) İnşallah turşum güzel olur
:)

28 Ocak 2006

Kikirdekli Çorba


Kikirdekli çorbayı sevgili Şule ’nin sitesinde gördüğümde, “bu komik isimli çorbayı mutlaka denemeliyim” demiştim. Tarif Ayşe Tüter’ e aitmiş. Daha önceden erişteli mercimek çorbası yapmıştım, fakat bu lezzeti yakalayamamıştım. Yediğim en lezzetli çorbalardan biri diyebilirim. İtiraf ediyorum, dayanamayıp 2 tabak dolusu yedim :( Çorbanın üzerinde yoğurt olur mu demeyin, mutlaka deneyin.

Şule’ciğim böyle lezzetli bir çorbanın varlığından bizleri haberdar ettiğin için çok teşekkür ederiz :)
Malzemeler: (8 kişilik)
10 su bardağı su
1,5 su bardağı yeşil mercimek
3-4 yemek kaşığı zeytinyağı veya tereyağı
1 adet orta boy soğan
2-3 diş sarımsak
1 çorba kaşığı domates salçası
Nane
Sarımsaklı yoğurt

Hamur için:
2 su bardağı un
1/2 çay bardağı zeytinyağı
1/2 çay bardağı su
Tuz

Yapılışı:

1) İnce doğranmış soğan ve sarmısağı yağda pembeleştirdim. Salçasını koyup biraz daha kavurdum.
2) Kaynamış suyu ve mercimeği ekleyip kısık ateşte pişmeye bıraktım.
3) Mercimekler pişerken un, yağ, su ve tuzla biraz sert bir hamur elde ettim. (Yumuşak olursa kesimi zor oluyor. )
4) Hamuru merdaneyle açıp bıçak yardımıyla minik minik kareler elde ettim.
5) Kesilen bu hamurun yarısını mercimekler pişince yemeğe ekledim. Tuzu ve nanesini de koyup 10-15 dakika daha pişirdim.
6 Kalan kare hamurları teflon tavada 1 tatlı kaşığı zeytinyağında karıştıra karıştıra kızarttım.(Kraker gibi oldular :) )
7) Servis yaparken çorbanın üzerini sarımsaklı yoğurt, kızartılmış hamur ve nane ile süsledim.

Afiyet olsun.

26 Ocak 2006

Tahinli Kurabiye


Hafta sonu tomurcuk'ta yediğim tahinli kurabiyenin tadı damağımda kalmıştı. Fırsatı bulmuşken yapayım dedim. O da tarifi sevgili Hilal’ den almış. Bütün blog arkadaşlarımın yaptığı tarifleri bir bir deneyip yersem sonum nasıl olur acaba? :)

Malzemeler:

4 su bardağı un
1 su bardağı şeker
1 su bardağı tahin
1 yumurta
2 çay bardağı sıvı yağ
1 çay bardağı ceviz
Vanilya
Kabartma tozu

Yapılışı:

Bir kapta şeker, tahin, sıvıyağ ve bir yumurtanın sarısını mikserle çırptım. Üzerine un, kabartma tozu ve vanilyayı birlikte eledim. Yine mikserle çırptım. Baktım mikserle olacak gibi değil kollarımı sıvayıp ellerimle yoğurmaya başladım. Kıvamı biraz yumuşak olduğundan tarifin dışına çıkıp biraz daha un ilave ettim. 10-15 dakika hamuru dinlendirdim. Ceviz büyüklüğünde parçalar koparıp önce yumurta akına sonra da cevize buladım. Önceden ısıtılmış 180 dereceli fırında üzeri kızarana dek pişirdim.
Afiyet olsun.

25 Ocak 2006

Zeytinyağlı Pırasa


Çocukken bu yemeği yememek için ayak diretirdim. Zamanla beğeniler değişebiliyor. Tarif Emine Beder'e ait. Bir yerine iki havuç, ekşiyi sevdiğimden çeyrek yerine yarım limon kullandım. Eklediğim sıcak suyu da malzeme seviyesine kadar koydum.

Malzemeler: (4-5 kişilik)

1 kg pırasa
2 orta boy soğan
1 iri boy havuç
1 kahve fincanı pirinç
¼ limon suyu
¾ çay bardağı sıvıyağ
tuz
½ çorba kaşığı şeker

Yapılışı:


1) Pırasaları ayıklayıp yıkayarak 2 cm aralıklarla verev dilimlere keselim.
2) Tencereye sıvı yağı alıp küp doğranmış soğanları ve yuvarlak dilimlenmiş havuçları ekleyelim. Ara sıra karıştırarak havuçlar diriliğini kaybedene dek kavuralım.
3) Pırasaları ekleyelim. Ağır ateşte ve fazla karıştırmadan pırasalar diriliklerini kaybedene dek kavurmaya devam edelim.
4) Tuzu, şekeri, limon suyunu, yıkanmış pirinci ve sebzelerin üzerini hafifçe aşacak kadar sıcak su ekleyelim.
5) Yemeği ağır ateşte pişirdikten sonra soğutarak , arzuya göre limon dilimleri ile servis yapalım.

Afiyet olsun.


20 Ocak 2006

20 Rastgele

Hatay, Ulu Cami
(Fotoğraf : Eşim)

Sevgili Dilek beni mutlu etmek için hayatımdaki 20 rastgelemi sormuştu. Dilek'ciğim çok teşekkür ederim. Ha yazdım, ha yazacağım derken bir hayli zaman geçmiş. Aklıma gelen hayatımdaki 20 rastgelem :

1- Çocuk ruhluyum. Annem hep bana şöyle der: “Sen yaşlansan da büyümezsin.”
2- Aşırı iyi niyetimden dolayı “ bu kadar da saf olunmaz ki” yorumlarını alsam da, ben halimden memnunum :)
3-
Korku filmi izleme özürlüyüm. Bana soracak olursanız böyle filmleri çekmenin ne gereği var?
4- Evlendikten sonra ailem oldukça genişledi ve ben bu halimden çok memnunum :)
5-
Mevlana ve Yunus Emre hayranıyım.
6- Zaman 18 yaşına gelene dek çok yavaş geçiyordu. 18’e girdikten sonra yıllar kısaldı mı ne?
7- Acaba menekşelerim niye çiçek açmıyor?
8- Radyo hayatımın vazgeçilmezi. Mutfakta iş yaparken muhakkak açıktır. Sadece müzik dinlemem. Bana yeni bir şeyler katacak programları dinlemeyi yeğlerim.
9- 2005 yılında benim için önemli günlerden biri portakal ağacını keşfettiğim gündü. Böylece sizlerle tanışma şerefine nail oldum :)
10-
Beğenmediğim yönüm maymun iştahlıyım. İnşallah bu kötü huyum blog sevdama sıçramaz :)
11-
Kitap okurken eğer beğendiğim yerler olursa mutlaka altını çizerim. Kitap yıpranıyor ama, daha sonra elime aldığımda direkt çizili yerleri okumayı seviyorum.
12- Daha tertipli ve düzenli olmak isterdim.
13- Ütü yapan makine ne zaman icat edilecek?
14- Kapalı ortamda sigara içerek beni de pasif olarak zehirleyen insanların ince düşünmekten mahrum , bencil insanlar olduklarını düşünüyorum. Hele de çocuklarının yanında sigara içip yavrularının o körpe ciğerlerini zehirleyen anne babalara hayret ediyorum.
15- En büyük korkum, bilmeden birisinin hakkına girmek, kalbini kırmak.
16- Elimden gelse “ön yargı” mefhumunu ortadan kaldırırdım. Bana göre her insan bir alemdir.
17- Bir kişi hakkında konuşuluyorsa ve içimden “ bu söylenenleri duysa üzülürdü” diye geçirsem, ruhumu bir sıkıntı kaplar. Konuyu değiştirmeye, bu da mümkün olmuyorsa o ortamdan uzaklaşmaya çalışırım.
18- Eşimi çok seviyorum. O bana Allah’ın bir lütfu. “ Dünyada da , ahirette de bizi ayırma” diye dua ediyorum.
19- Dışarıda lapa lapa kar yağıyor, inşallah tutar da hafta sonu kartopu oynarız :)
20-
17/Ocak/2006 ’da ki “Ayva YE” etkinliğine katılamadım. Ama o gün benim için çok önemli olan bir evrağın altına imza attım. Umarım hakkımda hayırlı olur. Bu imza çok istediğim yeni bir işin başlangıcı demek. Bunun şükrünü nasıl eda edeceğim bilemiyorum.
Ben de eğer yazmak isterlerse Çiğdem'i, Şaziye'yi ve Yeşim'i sobeliyorum. Arkadaşlar sizlere kolay gelsin :)

16 Ocak 2006

Tebdil-i Mekanda Ferahlık Vardır

İşte geldim. Eşimle birlikte 9 günü fırsat bilip hem akraba taallukatı sevindirmek, hem de yeni yerler keşfetmek adına yurdumun topraklarını arşınladık.

Gezimizden bazı küçük notlar :

İlk durağımız Ankara'ydı. Ankara'da haberlerde avlusunu sıkça gördüğüm Kocatepe Camisi'nin içini görme fırsatım oldu. Teyzemlerde bir gece konakladık.

Dağlar tepeler aştık, hava kararmadan kara yakalanmadan Maraş'a ulaştık.

Maraş'ın soğuğu benim bildiğim soğuklara pek benzemiyor. Soğuktan burnum düşecek sandım :) Dağlardaki kar haziranda erirmiş. Havanın aksine insanları ne kadar sıcak, samimi, misafirperver... Hayatımda ilk defa, kesilen kurban etini yağan kar altında yapılan mangalda yedim.

Bir çoçuğu sevindirmek ne kadar kolay...

Bayramın birinci günü Kayseri'ye gittik. Anadolu Selçuklu Devleti sultanlarından Alaaddin Keykubat'ın zevcesi Hunat Hatun'un (Hunat Farsça "hanımefendi" anlamına geliyormuş) yaptırdığı Hunat Hatun Külliyesi'ni dolaştık. Külliye içersinde cami, medrese, hamam ve türbe var.

Kayseri'ye gidipte pastırma almadan dönülmez :) Kayseri'de 6 senedir görmediğim arkadaşımda kaldık. O'nu ne kadar çok özlemişim. Kayseri'nin meşhur mantısını yedik. Fotoğrafını çekme fırsatım olmadı. Kusuruma bakmayın :)

Nevşehir'de Avanos, Ürgüp, Göreme ve Zelve'yi dolaştık. Eski zamanlarda doğup peribacasında yaşadığımı hayal etmek çok hoştu.

Adapazarı'nda babaannemin elini öpüp duasını aldıktan sonraki son durağımız İzmit'ti.

Gezimizin sonunda şifayı kaptığımdan dolayı yeğenlerimi doyasıya sevemedim :(

04 Ocak 2006

Saray Çorbası


Portakal ağacı diğer yemek blogları ile tanışmama vesile oldu. Buradan Sevgili Hatice’ ye sevgilerimi yolluyorum. Veeee Sevgili Tijen İnaltong’la da tanışmam yine bu sıcak ortam sayesinde oldu. Aslında Tijen Hanım önceden almış olduğum Lezzet dergileriyle evime konuk olmuş da, ama ben sadece tariflere odaklandığımdan bunun farkına bile varamamışım :(


Geçenlerde “Mevsimlerle gelen lezzetler” adlı kitabından fırında patatesli omlet tarifini denemiştim. Harika olmuştu. Dün de saray çorbasını yaptım. Adının hakkını veren bir çorba oldu. Lezzetli, sağlıklı ve doyurucu bir çorba…

İnşallah en yakın zamanda, dumanı tüten "Her güne bir yemek" adlı kitabını da kütüphaneme eklemeyi düşünüyorum.

Malzemeler:
1 su bardağı kırmızı mercimek
Yarım kilo ince doğranmış ıspanak
3 küçük doğranmış soğan
3 diş doğranmış sarmısak
2 rendelenmiş ufak kabak
2 rendelenmiş ufak havuç
3 kabuğu soyulup ufak doğranmış domates
3 çorba kaşığı zeytinyağı
4 su bardağı su ya da sebze suyu
Deniz tuzu, karabiber ve nane

Yapılışı:
Tencereye yağı koyup ısıtın, içine soğan ve sarımsağı koyup 5 dakika kavurduktan sonra mercimekleri de ilave edip 3-4 dakika da birlikte kavurun. Suyunu ilave edip kaynamasını bekleyin ve içine diğer malzemeyi koyup kapağını kapayın. Orta ısıda bütün malzemeler iyice yumuşayana kadar pişirin. Çorba çok koyu olmuşsa içine istediğiniz kıvama gelene kadar kaynatılmış su ilave edebilirsiniz.(4-6 kişilik)

Ben yine malzemelerin yarısını kullandım. Havuçlar göze çarpsın diye rendelemek yerine minik minik doğradım. Çorbayı sulu sevdiğimden yarı malzemeye 7 su bardağı su koydum. Çok bereketli bir çorba oldu :)
Mutlaka deneyin.